İyi Hissetmek - Dr. David Burns
İyi Hissetmek kitabını ilk ne zaman elime almıştım? 2020’de elime ulaştı. Kişisel gelişim okumayı sevdiğim için kuzenim bana hediye etmişti. İlk ne zaman okudum peki? Onu bilmiyorum ama ilk okumamda hiç hoşuma gitmemişti. Sesli bir şekilde okuyordum ve annem bana hu kitabı bence okumaman lazım demişti. Şimdi okuduğumda annemin ne demek istediğini anladım. Depresyonun yada insan bir rahatsızlık içinde olduğunu zaman okunacak bir kitap değil. Bu sefer okuduğumda “Teşekkür, Önsöz ve Giriş’i” okumadan birinci bölümden başladım, tabloları es geçtim ve çok daha keyif aldım okurken. Bu kitap hakkında daha fazla yorum yapmak istemiyorum zaten tanıdık bir kitap ama en çok 5’ci bölümü beğendiğimi söylemeden olmaz. “Ümitsizlik” ile başlayan ve “suçluluk ve kendini sorumlu tutma”ya kadar giden bölümde kendimle bir kıyaslama yaptım ve not aldım. Notlarım özele girdiği şimdilik paylaşmayacağım. Ve not alırken Saba Tümer’in nasıl başucu kitapları ile kitabını yazmış olduğu anladım.


21 Günde Mutluluk -
Sabah Tümer
2018’den beri her sene mutlaka bir defa okurum. Senenin sonuna yaklaştığımıza göre yine elime aldım. Her sene okuma sebebim 2018’de en dibe vurduğum zaman elime aldığım tek kitaptı diyebilirim. Unutmamak lazım tabi kardeşim Yusuf’un çocuk kitaplarınıda okuyordum. Birde Cemal Süreya’nın “Mola” şiirini ezberlemeye çalışıyordum. Saba Tümer’in kitabına dönecek olursak. Kitabın arkasında şöyle yazıyor: “Mutluluğumuzu ancak ve ancak kendimiz yaratırız.” Öyle ahım şahım bir kitap değil ama okurken çok mutlu oluyorum ve ondan her sene okumaya devam edeceğim inşallah. Kurşun kalem ile kenara not almışım ve bende yazmışım bir kaç kere. O kadar bizden biri değerler ya. Bende o kadar benden biri demek istiyorum. Belki kendisinin Burcu’nun Yay benimde Yükselinim Yay olmasından kaynaklanıyordur. Kim bilir? Kitabın her bölümü ayrı güzel yani bence ama en çok “Evini Kalen Yap” bölümü seviyorum. Ecza dolabını temizlemesinden tut kitaplarını konulara göre ayırmasını yaparken benim içim rahatladı. Evet zamanında biraz düzen hastalığım vardı şimdilik daha normalim diye düşünüyorum :)
Bir Ömür Nasıl Yaşanır -
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” adlı kitabında insan hayatını dönemlere ayırıyor. İlk dönem 12-25 yaşları arası. 25 yaşa dek okuduğumuz kitaplar, seyrettiğimiz filmler, gördükleriniz hayatınız boyunca sizinle kalır diyor. İkinci dönem 25-40 yaşları arasında. Bu yaşlarda ne öğrenmeye çalışırsanız çalışın, daha yavaş öğrenirsiniz ama bir yandan da daha keyif alarak ilerlersiniz. Üçüncü dönem İlber Ortaylı’nın yazdığına göre hafızanın gerilmeye başladığı ama hikmetin bir terennümün ve tasavvurun geliştiği bir çağ olduğunu söylüyor. Dördüncü dönem 55’ten sonra olan dönem. Hücreler bir yaştan sonra ölmeye başlıyor. 50’lerde bu süreç hızlanıyor. Yani o yaşlarda istisnai bir durum değilseniz, hafızanızın şu anki durum kadar keskin olmayacağını bilin. 70’lerde bu kayıp iyice arttığını söylüyor Ve ekliyor: Bence insanın 70’inden sonra artık kendini tekrarlama devirleri başlamıştır.
Bu dönemleri okuduktan sonra biraz üstüne düşündüm ve nasıl bir örnek ile aklımda kalabilir diye geçirdim. Hafızamızın hızı ile alakalı bir örnek olsun. Ben Almanya’da yaşıyorum. Memlekete kimi zaman uçak, kimi zamanda araba ile gitmişliğim var. Ondan aklıma bu örnek geldi: 12-25 yaş arasını memlekete uçak ile gittiğimizi düşünebiliriz. 25-40 yaş arasını ise memlekete araba ile gittiğimizi. 40-55 yaşında bisiklete binerek gidersek memlekete. 55 sonrasında ise yürüyerek. Yani her dönem daha yavaş bir şekilde. İlber Ortaylı ölüm döneminden söz etmedi. Ben ise o denemede bir örnek buldum. Ölüm döneminde ise memlekete biz gitmiyoruz bizi götürüyorlar. Böylece aklımda tutabilirim ve her dönemi bilinçli bir şekilde yaşayabilirim.
