Kübra Ertuğrul (Bergkamen İslam Kız Koleji Öğrencisi):
BİR DÜNYA LİDERİNİN
GÖZÜNDE GENÇLiK
"Bir Milletin asıl gücü tankı, topu, tüfeği değil, imanlı ve ihlaslı gençleridir."
Böyle diyor ömrünü İslam davası uğuruna vakfeyleyen, cihad aşkı ile yaşayan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan 1926 yılında Trabzon'da doğup, 2011 yılında Ankara'da vefat etti. 1969 yılında tek başına Konya’da başladığı bu yoluculukta şimdi milyonlar ile birlikte. Bu yola başkoydığunda ona: "Tek çiçekle bahar olmaz" dediler, o ise; evet, "bir çiçekle bahar olmaz, ama her bahar bir çiçekle başlar" dedi ve Allah'in lütfuyla şimdi Milyonlarca çiçeğe erişti.
O hiç bir zaman vazgeçmedi. Engel olmak isteyenler oldu, karşı ikanlar oldu, yoluna çakıl taşları döküldü, siyasi partileri kapatıldı, cezalar aldı, mahkemlere çıktı. Fakat Erbakan Hoca "Allah nurunu tamamlayacak" ayet-i kerimesini kendine düstur edinerek yılmadı, tükenmedi, vazgeçmedi.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan gençlere ayrıca büyük önem verirdi. "Dünyaya yön veren ve tarihe şan veren hareketlerin itici gücü tarih boyunca gençler olmuştur. Çelebi Mehmet'leri ve Fatih'leri yetiştiren bu coğrafya bağrından sayısız kahraman çıkarmıştır, yine çıkaracaktır. Bizim hareketimizin motoru gençliktir.
Genç, davasının sancağınıen yükseğe diken Ulubatli Hasan’ların yolunda yürüyen insandır. Gençligini insanlığı kurtuluş davasına adayan Milli Görüş gençliği, dün olduğu gibi, yeni dönemde de büyük şahlanışıyla destanlar yazacak potansiyele sahiptir. Bu bağlamda Milli Görüş genci salam bir itikat ve inanca sahip olmalı, iş ve dış temizliğini de dikkat etmelidir. Ibadetlerini ihmal etmemeli, ahlak sahibi bir insan olarak kendi nefisini de terbiye ederek bütün insanlığı saadeti için çalışmalıdır.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın Gençlerden isteği.
"Şimdi sizden heyecan istiyorum. Ne için istiyorum biliyor musunuz?
Hasta annesine bir ekmek alabilmek için arabanın peşinde koşan , çöplerden yemek toplayan çocukları kurtarmak için sizden heyecan istiyorum!
Filistin'de üzerine kursun sıkılan masum yavrular korumak için heyecan istiyorum!
Afrika'da en basit bir ilacı dahi bulamadiğı için açlıktan ve hastalktan can veren milyonların imdadina koşmak için sizden heyecan istiyorum!
Peki, bu heyecanı kazanmak üzere ne yapacağız?
Önce çelikleşip bileneceğiz. Sonra lafı bırakıp üretime geçeceğiz.
Çeliklemek için gereken 5 şey ise söyle tarif etmistir:
Var olacağız: Üniversitelerimizin her fakültesinde ve her sınıfında temsilcilerimizi bulacağız.
Eğitilmiş olacağız: Bütün temsilcilerimizi eğitip olgunlaştıracağız.
Pla programlarımızı noksanız uygulayacağız: Haftalık toplantılarımızı noksansız bir sekilde yapacağız.
Takip ve değerlendirme yapacağız: Çalışmalarımızı takip edip noksanlarımızı tamamlayacağız.
Ve en önemlisi sizden: HEYECAN, HEYECAN, HEYECAN istiyorum!"
Gençliğe Hitabe
Gençliğe Hitabe
PROF. DR.
NECMETTİN ERBAKAN
Hayat doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin, fayda ile zararlının, adaletle zulmün mücadelesinden ibarettir. İslam sadece Müslümanlara değil, bütün dünyaya huzur ve barış getirecek değerli bünyesinde taşımaktadır. Gençler de bu barışın teminatıdır. Barış, kardeşlik, sevgi, adalet ve huzur tüm insanlığın ortak talebidir. Müslüman gençlerin de bu değerleri taşımaları bir zorunluluktur.
Taşıdığımız bu sorumlulukların aksine bugün bütün insanlık bir buhranın içindedir. İslam coğrafyası ırkçı emperyalistlerin elinde kan gölü haline çevrilmiştir. Ayrıca işsizlik , açlık, insan hakkı ihlalleri ile dünya gençliği bunalıma sürüklenmektedir. Bunalımdan çıkmanın yolu ancak ve ancak Milli Görüş ile mümkündür.
Bizim davamızın esasi şefkattir. Gayemiz, tüm insanlığın saadeti için bütün gücümüzle çalışmaktır. İnsanlığın saadeti için çalışmak inancımız gereğidir. Dünyaya yön veren ve tarihe şan veren hareketlerin itici gücü tarih boyunca gençler olmuştur. Çelebi Mehmet’ leri ve Fatih'leri yetiştiren bu coğrafya bağrından sayısız kahraman çıkarmıştır, yine çıkartacaktır. Bizim hareketimizin motoru gençliktir. Genç, davasının sancağını en yükseğe diken Ulubatlı Haşan’ların yolunda yürüyen insandır. Gençliği inanlığın kurtuluş davasına adayan Milli Görüs gençligi, dün oldugu gibi, yeni dönemde de büyük şahlanışıyla destanlar yazacak potansiyele sahiptir. Bu bağlamda Milli Görüş genci saglam bir itikat ve inanca sahip olmalı, iş ve dış temizliğini de dikkat etmelidir. İbadetlerini ihmal etmemeli, ahlak sahibi bir insan olarak kendi nefisini de terbiye ederek bütün insanlığın saadeti için çalışmalıdır.
Şunu unutmayalım ki, gerek Selçuklular gerek Osmanlılar bin yıldan beri yeryüzünde hakkı ve adaleti tesis ettiler. Sadece çok büyük devlet adamları, bilim adamları olduğu için değil, aynı zamanda bütün yönleriyle güçlü olduklar için yeryüzündeki bu büyük hizmeti Cenab-I Hak Allah onlara nasip etmiştir çünkü Anadolu'muzun her yerinde alimler insanlar irşad ediyor, gençlerimize örnek oluyorlardı.
Bu güzel örnekleri gören gençlerimiz aynı inanç ve imanla yetişiyor, bir Seyit Çavus böyle meydana geliyordu. Tarihimizdeki bütün zaferler silahla değil, maddi üstünlükle değil sadece iman, aşk ve azimle kazanılmıştır. Bir ülkenin gücü; tankı, topu, parası değil, imanlı evlatlarıdır. Bunun da temelinin; inançlı, milli ve manevi değerlerini bağlı aileler olduğu unutulmamalıdır. Inanç, her şeyin temelini teşkil eder ve gençler olarak saglam bir imana sahip olunmalıdır. Kiymetli gençler! İnsanların hayrı ve saadeti için, tüm gücünüzle çalışın . Her nefesin hesabının e bilerek, hayır yolunda çalışın . ömrünüzün sonuna kadar insanlığa hizmete devam edin.
Ayrıca asil marifet, yük altında ve hizmet esnasında sâdik ve salam kalabilmektir. Yoksa çay sohbetlerinde ve edebiyat kürsülerinde kahramanlık satmak kolaydır. Bu bağlamda, fert fert şu söyleyeceğin sözlere kulak veriniz. Milli Görüş’ü bilmek için, bugünkü olaylari bilmek için mutlaka tarihimizi yakinen tanımak mecburiyetindeyiz. İşte bu sebepten dolayıdır ki, Milli Görüşün temsil ettiği büyük manadan dolayıdır ki, söyleyeceklerime dikkat ediniz.
Kıymetli gençler, herhangi bir kimse Malazgirt'te inanışın şahlanışı yaşamadan, Kosova'da, Nigbolu'da bir kılıç olup parlamadan, Ulubatlı Hasan olup İstanbul’u fethetmeden, Sultan Fatih olup atını denize sürmeden, Kanuni olup şanlı ordularıyla Avrupa'nın içlerine yürümeden, Seyit Çavuş olup 250 kiloluk mermiyi „Ya Allah" deyip namluya sürmeden, bir insan Sakarya'nin siperlerine girmeden ve Kıbrıs’ta düsman tahkimatının arasından geçmeden Milli Görüş’ün ne olduğunu anlayamaz.
Sizler bu şuura ermiş gençler olarak,insanlığı saadeti için çalışıyorsunuz. Bütün dünyanın sizin bu çalışmalarınıza ne kadar ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Bu dünyayı insaallah sizler kurtaracaksınız. Çünkü yaşadığımız olayların bir tek ilacı var, yıllardan beri tecrübelerimizle belirttiğimiz gibi bu ilaç da ancak Milli Görüş’tür. Bu davanın motoru olarak gayretli çalışmalarınız inşallah dünyadaki insanları kurtaracaktır. Hepimiz sevabı da, vebali de olan büyük bir sorumluluğun altındayız.
Yıllardır tüm insanlara duyurmaya çalıştığımız evrensel hakikatleri, gönülden gönüle nesiller boyunca taşıyacak olan gençlerimizin, insanlığın beklediği büyük hamleyi en kisa zamanda gerçekleştireceklerine olan inancımız tamdır.
Bu münasebetle ülkemizin her köşesinde canla başla çalışan bütün gençlerimizi alınlarından öpüyor, muvaffakiyetler diliyorum.
Allah (c.c) hepimizi cennetinde buluştursun.
Amin.
Davam - Necmettin Erbakan
29.07.2024
Kitabı okuduktan sonra düşündüğümde Amerika fazla kötüleniyor. Şimdi bir soru sormak istiyorum: Amerikalı mı dedi Kayserili cimridir? Hayır biz kendimiz yapıyoruz. Kendi kendimize düşman oluyoruz. Bizim ne kendimizden başka dostumuz, nede kendimizden başka düşmanımız vardır bu hayatta!
Uzun zamandır düşündüm bunu ama websitede bayadır sorun yaşıyorum.
09.08.2022
“Zor bir yolda yürümek mecburiyetinde olan insanlar, yolda yürümeye başlamadan önce gönüllerinde ve zihinlerinde yürümek ve yol almak zorundadırlar. Evvela, bu yolu ben nasıl aşarım, korkusundan kurtularak yola çıktıklarında görürler ki, yol zor da olsa bir müddet sonra aşılmış yürünmüş ve hedeflenen yere gidilmiştir. İşte o zaman, insanların yüreklerinde, aslında yolun zannedildiği kadar zahmetli olmadığına ve bütün sıkıntılı yolların aşılabileceğine dair bir iman doğar.”
Necmettin Erbakan’ın bu yazısını 2022 nin başlarında instagram üzerine okuma fırsatım oldu. Ve kitabın sonralarına doğru yine karşıma çıktı. Ben ise 2018’de bu şiiri yazmıştım:
Bir Yol Var 🦋
.
Bir kız değil, bir oğlanda değil, bir yol var.
Bu yol benim yolum.
.
Artık umrunda değildi kimin benim hakkımda ne düşündüğü ve ne dediği.
Hakkımda konuşulanları duyduktan sonra.
.
Yürüyorum şimdi bu yolda.
.
Çok keyifli bir yol.
Bazen yavaş yürüyorum.
Bazen biraz daha hızlı.
Koştuğumda oluyor.
.
Belki taşlar çıkacak karşıma.
Kaldıracağım onları.
.
Belki yolumda kayalar olacak bekleyeceğim karşıdakileri hemde sabırla.
.
Belki bir arkadaş ile görüşeceğim bu yolda. İçeceğiz bir kahve kırk yıl hatırına.
Edeceğiz bir sohbet hayallerimiz başlığı altında.
.
Yürüyorum şimdi bu yolda.
.
Keyif alarak.
Kendime zaman ayırarak.
En önemlisi kendimi severek.
.
Yürüyorum işte bu yolda.
.
Ya güven?
Güveniyorum mu kendime bu yolda?
Güvenmiyorum.
Emin de değilim.
Kendime adamadım bu yolu.
.
Yürüyorum işte bu yolda
.
Bilmiyorum ki ne gelecek başıma.
Bilene güveniyorum.
Yani Allah’a.
Ona adıyorum bu yolu.
Onun uğruna yürüyorum bu yolda... .
.
.
Seyma Sancak
İkimizde birbirimizden habersiz bir Yol hakkında yazmışız. Doğan Cüceoğlu’nun kitabının 35. sayfasında şöyle yazıyor “Bana göre hayatın anlamı “keşif”tir. Hayat bir keşif yolculuğudur…“ .Dün okudum bu yazıyı ve yine o Yol çıktı karşıma. Bir Yol var. Bu Yol bizi nereye götürecek bilinmiyor. Ama bir yol var işte. Yürüyorum şimdi bu yolda.